Yeni Nesil Dizileme, NGS ( next generation sequencing) ile tüp bebekte başarı şansınızı arttırıyoruz.
Yazımızda NGS ve PGS hakkında merak edilen konuların cevaplarını vermeye çalıştık.
1. Preimplantasyon Genetik Tarama (PGS) nedir?
Sağlıklı bir insanda 22 çift otozomal (1, 2, 3, 4,…..,22) ve 2 adette cinsiyeti belirleyen gonodal kromozom (XX veya XY) olmak üzere toplam 46 kromozom vardır. Üreme hücreleri olan yumurta ve spermde ise 22+X veya 22+Y yani 23’er kromozom bulunmaktadır ve 23’er kromozomu içeren üreme hücrelerinin birleşmesiyle 46 kromozom içeren bireyler oluşmaktadır. İnsan gelişiminin en erken fazı embriyonel gelişimdir ve tüp bebekte bu dönem yaklaşık 5-6 gün kadar izlenilebilmektedir.
Peki embriyolar her zaman 46 kromozom içerir mi?
Bu soruya malesef hayır cevabını vermek zorundayız. Hem normal yolla hemde tüp bebekte gelişen embriyolar sayısal veya yapısal kromozomal anormallikler içerebilmektedir ve bu anormallikler genellikle erken dönem düşüklere veya gelişen bebekte yaşamla bağdaşan veya bağdaşmayan sağlık problemlerine sebebiyet verebilmektedir.
Embriyolarda oluşabilecek sayısal anormalliklerin (anöploidiler) ve yapısal anormalliklerin (translokasyonlar, delesyonlar ve inversiyonlar) saptanması günümüzde preimplantasyon genetik tarama (PGS) yöntemleriyle mümkündür. Tüp bebek yöntemleriyle elde edilen embriyolarda PGS yöntemiyle anöploidi taraması başka bir ifadeyle 46 kromozom incelenebilmektedir. PGS yöntemi kromozomal olarak normal olan embriyonun tespit edilmesine ve bu embriyonun transferiyle de yüksek devam eden gebelik oranlarının elde edilmesine yardımcı olmaktadır.
Kısacası PGS yöntemi transfer öncesi embriyoların kromozomal anöploidiler ve translokasyonlar açısından incelenmesine imkan sağlamaktadır.
Merkezimizde PGS için etkin genetik tarama testlerinin en gelişmişi olan Yeni Nesil Dizileme (NGS) yöntemi kullanılmaktadır. NGS yöntemiyle, embriyo biyopsi yöntemiyle embriyolardan alınan az miktarda (1-5) hücrede embriyonun anöploid taraması en az %95 doğruluk oranıyla yapılabilmektedir. Embriyo biyopsi işlemi blastokist dönemine ulaşabilen belirli bir kalitenin üstünde ki embriyolara yapılabilmektedir. Bu nedenle laboratuvar koşullarının blastokist embriyo kültür koşullarını sağlayacak yeterlilikte olması gerekmektedir.
2. PGS’nin faydaları nelerdir ve kimlere uygulanması tavsiye edilir?
Tüp bebekte elde edilen embriyolar morfolojik olarak gelişimsel özelliklerine göre tanımlanmış kriterler göre değerlendirilir ve gelişimsel özellikleri en iyi embriyonun rahime transferi ile sağlıklı gebelik elde edilmeye çalışılır. Embriyonun gelişimsel özelliklerinin mikroskop altında incelenmesi embriyonun kromozomal olarak normal veya anormal olduğu bilgisini bize vermez. Bu bilgiye ancak PGS ile genetik tarama yapılarak kavuşulur. Embriyolar çok kaliteli olsa bile anöploidi gibi bazı kromozomal problemleri içerebilir ve bu problemler erken dönem düşüklere, gelişen fetüste bazı yapısal bozukluklara yada embriyonun rahime tutunamamasına sebebiyet verebilir.
PGS’in embriyolarda uygulanmasının temel amaçı kromozomal olarak normal olduğu tespit edilen embriyonun rahime transferiyle embriyonun rahime tutunmasını artırmak, tutunma sonrasında gelişebilecek düşük ihtimalini azaltmak ve en nihayetinde çiftlerin sağlıklı bebek sahibi olma ihtimallerini arttırmaktır.
Peki kimlere PGS önerilmelidir?
Kendiliğinden oluşan düşüklerin % 50 sinden fazlasının embriyolarda oluşan kromozomal kaynaklı olduğu bilinmektedir. Bu oran özellikle ileri kadın yaşında ve sperm değerlerinin çok kötü olduğu erkeklerde (şiddetli erkek infertilitesi) artmaktadır.
Merkezimizde NGS bazlı PGS özellikle belirtilen endikasyonlar için önerilmektedir. Çünkü bu endikasyonlara sahip çiftlerde gelişen embriyolarda kromozomal problem görülme sıklığı daha yüksektir.
- Özellikle 35 yaş üstü ileri anne yaşı olan kadınlar
- Sebebi bilinmeyen tekrarlayan düşükleri olan kadınlar
- 2 ve daha fazla tüp bebek denemesinde kaliteli embriyo transfer edilmesine karşın gebelik oluşmayan kadınlar
- Çok ağır sayısal ve morfolojik problemli sperm değerlerine sahip erkekler
- Gonadal mozaisizme sahip kadın veya erkekler
- Düşük sebebinin bebekte/fetüste kromozomal bir problem olduğu çiiftler
- Translokasyon, inversiyon gibi yapısal kromozomal problem taşıyan çiftler
3.NGS ile Preimplantaston Genetik Taramanın avantajları nelerdir?
· Düşük oranda, 5% altında yanlış pozitiflik yada yanlış negatiflik çıkması.
· Array cGH (comperative genetic screening) ile yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda NGS’in daha yüksek doğruluk oranına sahip olması.
· Embriyolarda gelişebilen mozaisizmi tespit edebilir olması.
· Kromozomalardaki dengesizlikleri (translokasyonlar, inversiyonlar ve delesyonlar) tüm kromozomlarla aynı anda tespit edebiliyor olması.
· Mitokondrial skorlamaya (mitoscoring) imkan sağlaması.
· Kromozomal anormalliklere bağlı olarak gebelikte oluşabilecek düşükleri önlediği için sağlıklı bebek sahibi olma süresini kısaltmaktadır.
Sık Sorulan Sorular
1. NGS için embriyoya nasıl bir işlem yapılıyor ve bu işlemler embriyoya zarar veriyormu?
NGS tabanlı preimplantasyon genetik tercihen blastokist dönemine ulaşmış embriyolara uygulanır. NGS için embriyo biyopsi yöntemi blastokist aşamasına ulaşmış embriyonun daha sonra farklılaşarak plesantayı oluşturacak trofoblast hücrelerinden sadece birkaç hücresinin çıkarılması gerekmektedir. Bu hücrelerde yapılan genetik inceleme ile embriyolar kromozomal olrak tanımlanmaya çalışılır.
Embriyonun blastokist dönemine ulaşması en erken yumurta toplama sonrası 5. günü bulmaktadır. İleri anne yaşı ve ağır erkek infertilitesi gibi durumlarda embriyoların gelişim hızı yavaşlayabilir ve bu nedenle embriyoların blastokist dönemine ulaşması 6. ve hatta 7.günü dahi bulabilir. Yavaş gelişim embriyolarda kromozomal anöploidi riskini arttırmaz, bu noktada embriyonun gelişimsel kalitesi daha belirleyicidir.
Embriyolar 3. ve 4. günde de biyopsiye uygundur. Yalnız, bu dönemde embriyolar mozaik olabilir. Yani hücerlerinin bir kısmı kromozomal olarak normal bir kısmı ise kromozomal olarak anormal olabilir. Bu tip embriyolar self correction- kendini düzeltme yetenekleriyle ilerleyen dönemlerde kendilerini düzeltebilir ve tamamen normal kromozomal yapı içeren embriyoya dönüşebilirler. Eğer erken dönemde embriyo biyopsi uygulanırsa yanlış negatif sonuç verme yani normal olabilecek embriyoyu anormal kabul etme ihtimali artar. Bu nedenle embriyoların blastokist dönemde biyopsi yapılması en doğru yaklaşımdır
Embriyo biyopsi yöntemi mikroskop altında özel pipetlerle ve bu konuda eğitimi ve tecrübesi olan embriyologlarca yapılır. İşlem kısa sürer ve embriyoya her hangi bir zararı yoktur. Biyopsi yapılan embriyolar daha sonra tek tek ultra-hızlı dondurma yöntemi olan vitrifikasyon yöntemiyle dondurulur. Dondurma- çözme işleminden sonra tüm embriyoların 5% ’den daha azında kısmi canlılık kaybı veya bütünüyle bozulma/canlılık kaybı sözkonusu olabilir.
Yayınlanan çalışmalar embriyo biyopsisi yapılmadan transfer edilen ve doğumla sonuçlanan IVF bebeklerine kıyasla, biyopsi ve dondurma-çözme işlemi gerçekleştirildikten transfer edilen ve sonra doğumla sonuçlanan IVF bebeklerinde doğum kusurlarının arttığı gösterilmemiştir.
2. NGS tabanlı PGS ile hangi genetik kusurlar tespit edilebilir?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki NGS tabanlı PGS bir preimplantasyon genetik tarama yöntemidir ve kromozomlardaki sayısal ve yapısal dengesizliklerin tespiti için kullanılabilir. Bu testinde de belirli bir limiti vardır. Anöploidi taraması için yapılan NGS-tabanlı PGS, özellikle ailesel geçişliliği olan tek gen hastalıklarını tespit edemez, uniparental dizomileri, 6Mb(mega baz) altında silmeleri ve çoğalmaları içeren kromozomal dengesizleri ise ekarte edemez. Ayrıca, PGS bazı kromozomal set artışlarını, poliploidileri tespit edebilir, ancak cinsiyet kromozomlarınında normal katlarında olduğu poliploidlerde (triploidi 69, XXX ve tetraploid 92, XXXX veya 92, XXYY) embriyonun poliploid olduğunu tespit edemez, normal varsayar.
3. Yaş gruplarına göre NGS-PGS sonrasında normal çıkma ihtimali ve normal çıkan embriyonun transferi ile gebelik oluşma ihtimali ne kadardır?
Artan yaşa bağlı embriyoların kromozomal olarak normal çıkma ihtimalinin azaldığı bilinmektedir. Bu nedenle özellikle PGS uygulanmamış tüp bebek denemelerinde artan kadın yaşına bağlı olarak gebelik oranları dramatik olarak azalmaktadır. Kırk yaş altı kadınlarda NGS-PGS ile yapılan analizlerde embriyoların normal çıkma ihtimali 40-60% iken bu oran 40 yaş üstü grupta dramatik olarak 20%’nin altına düşmektedir.
Kırk yaş üstü kadınlarda NGS ile genetik tarama yapılmamış bir embriyonun transferi ile 20% altında gebelik oranları elde edilebilirken NGS yapılmış ve kromozomal olarak normal tanısı konulmuş embriyonun transferi ile 40-50%’ lere yakın gebelik oranları elde edilebilmektedir.
4. PGS yapılmış embriyonun transfer edildiği tüp bebek denemesinde gebelik oluşursa prenatal genetik testin yapılması yine de öneriliyor mu?
Sayısal ve yapısal kromozomal anilizin yapıldığı NGS tabanlı PGS yönteminin doğruluk yüzdesinin çok yüksek olmasına rağmen, testin halen bazı problemleri tespit edememe ve yanlış pozitiflik ihtimali vardır. Bu nedenle, gebelik takibinizi yapan doktorun önerisiyle, PGS testinin doğruluğu yada PGS testi ile bakılamayan ve gebelikte gelişebilecek diğer genetik kökenli anormalliklerin tespiti için invazif yada invazif olmayan prenatal testler uygulanabilir.