Brüksel Tüp Bebek Merkezi Kişiye Özel Tedavi
Tüp Bebekte Kişiye Özel Tedavi Yaklaşımı
Brüksel Tüp Bebek Merkezinde kişiye özel tüp bebek deneyimini tecrübe edersiniz
Brüksel Tüp Bebek Merkezi olarak infertilite tedavisine ihtiyaç duyan her kadının ve erkeğin eşsiz olduğuna inanmaktayız.
Günümüz tüp bebek tedavilerinde amaçları aynı olan ama sonuçları kişiden kişiye değişen birçok tedavi protokolleri vardır.
Doktorlarımızın Tüp bebek alanında ki 40 yıllık tecrübesi, infertilite tedavisinde başarıya giden en kısa ve doğru yolun kişiye özel tedavi yöntemlerinin belirlenmesine bağlı olduğunu göstermektedir. Çünkü merkezimize başvuran her çiftin ayrı bir tıbbi geçmişi ve infertilite nedeni olduğunu tecrübelerimizle biliyoruz.
Anlayışımıza göre başarılı bir infertilite tedavisinde kişiye özel bir tedavi planı ve tecrübe anahtar role sahiptir.
Tüp bebek tedavilerinin başarıya ulaşması öncelikle infertiliteye sebebiyet veren sadece kadına ya da erkeğe veya her ikisine bağlı problemlerin doğru tespit edilmesine ve beraberinde doğru tedavi protokolleriyle problemlerin çözülmesine bağlıdır.
İlk tercih her zaman IVF/ICSI tedavisi olmamalıdır.
İnfertilite tedavisinde ilk tercihin her zaman IVF/ICSI uygulamaları olması gerekmez. Çünkü tüp bebek tedavileri öncesi kişiye özel uygulanan diğer tedavi yaklaşımlarıyla çiftlerin bir kısmı, kendiliğinden çocuk sahibi olabilmektedir. Örneğin, kadın rahminde doğuştan veya sonradan oluşan şekil bozuklukları, yapışıklıklar, polipler gibi problemler kendiliğinden gebe kalmanın önünde önemli engellerden biridir. Doğru şekilde yapılana histeroskopi ile rahim içi problemler düzeltilebilmekte ve çiftlerin kendiliğinden gebe kalmaları sağlanabilmektedir.
Kadına ve erkeğe bağlı bazı problemler tüp bebek tedavisi öncesi çözülmediği sürece, çiftlere tüp bebek tedavisi uygulansa bile başarı oranları düşük kalacaktır. Bu nedenle merkezimize çocuk isteği için başvuran her çiftlerimiz çok detaylı incelenir, altında yatan sebepler ayrıntılı olarak ortaya konulur, en uygun tedavi yaklaşımları önerilir ve tüp bebek tedavisi öncesi başarıyı arttıracak diğer tedavi yöntemleri titizlikle uygulanır.
Benzer tüp bebek tedavi protokolleri her kadında aynı sonucu vermez.
Günümüzde tüp bebek tedavilerinde yumurta uyarılması aşamasında birçok farklı tedavi protokolleri ve ona bağlı farklı tipte ve miktarda hormon uygulamaları yapılmaktadır.
Merkezimizde infertilite tedavinizde uygulanacak tedavi protokolleri kesinlikle kişiye özel belirlenmektedir. Kadın yaşı, bazal hormon sonuçları (FSH, LS, PROLAKTİN, AMH, TSH gib…), yumurtalık rezervi, daha önce uygulanan tüp bebek denemelerindeki yumurta ve embriyo sayısı/kalitesi gibi bir birçok parametre dikkate alınarak en uygun tedavi protokolü/ kontrollü hormon tedavisi uygulanır.
Başarılı bir tüp bebek denemesinde hormon tedavisinin kişiye özgü olması anahtar role sahiptir. Çünkü elde edilecek yumurta sayısında, kalitesinde ve en nihayetinde oluşacak embriyonun kalitesinde uygulanan hormon tedavilerinin etkileri vardır.
Bir diğer anahtar role sahip yaklaşım ise hormon tedavisi süresince kadınlarda düzenli aralıklarla yumurta gelişim takibinin yapılmasıdır.
Yumurta gelişiminin yakından takip edilmesi uygulanan hormon dozlarının ve tedavi zamanlamasının yumurtaların gelişim durumuna bağlı olarak ayarlanmasını sağlar. Sonuç olarak zamanlaması ve kullanılan hormon miktarı kişiye göre ayarlanmış kontrollü hormon tedavisi ile optimum sayıda yumurta sayısı ve kalitesi elde edilebilir.
Bu nedenle, Merkezimizde kontrollü hormon tedavisine başlanılan her bir hastamız tedavi süreçleri boyunca çok yakından takip edilir ve en uygun hormon dozları ve tedavi süresi belirlenir. Siz kendinizi güvende hissederken bizde optimum tedaviyi uygulayarak daha yüksek başarı elde ederiz.
Önceki tüp bebek denemelerimde hep aynı tedaviler uygulandı.
İnfertilite tedavisinde başarıya ulaşmak için bilimsel veriler ışığında çözüm odaklı ve analitik düşünmek gerekir. Merkezimize, önceki başarısız tüp bebek denemeleri sebebiyle birçok çiftimiz başvurmaktadır. Bu çiftlerin birçoğunda başarısız sonuç alınmasına rağmen tekrar tekrar aynı tedavi yaklaşımlarının uygulandığı görülmektedir.
Tüp bebek tedavilerinde uygulanan her tedavi beraberinde birçok sonuç ortaya çıkarır. Bu sonuçlar sonra ki uygulanacak tüp bebek denemeleri için yol gösterici olur aslında. Her denemenin sonunda neden başarı elde edilemediği detaylı olarak incelenmeli ve veriler ışığında bir sonraki tedavi programında gerekli görülen değişiklikler yapılmalıdır.
Biz merkezimizde haftalık yapılan ekip toplantılarıyla her hastamızın geçmiş verilerini çok detaylı analiz ediyor ve daha başarılı sonuç almak için bilimsel veriler ışığında başka neler yapılabilirin kararını veriyoruz. Yani tedavi yaklaşımını her seferinde kişileştiriyoruz ve uyguladığımız yeni tedavi yaklaşımlarıyla başarıya ulaşmaya çalışıyoruz.
Önceki tüp bebek denemelerimizde embriyolarımızın gelişimleri çok iyi olmadı.
Her tüp bebek denemesi başarıyı doğrudan etkileyen ayrı ayrı birçok basamaktan oluşmaktadır: Hasta öyküsünün detaylandırılması, gerek görülürse tüp bebek denemesi öncesi diğer tedavi opsiyonlarının kullanılması, kişiye özel hormon tedavilerinin uygulanması, çiftlerden alınan yumurta ve sperm hücrelerinin optimum koşullarda hazırlanması, sperm seçiminde ileri düzey tekniklerin kullanılması (IMSI, sperm-chip, HOS gibi…), embriyo kültürünün ve embriyoya yapılması gereken işlemlerin (NGS, biyopsi, vitrfikasyon, çözme gibi…) yüksek standartta ve yeterlilikte gerçekleştirilmesi ve gerekli görülmesi durumunda embriyo kültüründe daha ileri düzey kültür yöntemlerinin kullanılması (endometrial ko-kültür, ionomycine, G-CSF gibi...).
İşte bu basamakların her biri ayrı ayrı çok önemlidir ve içlerinden birinde ortaya çıkabilecek yetersizlik başarıyı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Embriyo gelişim kalitesi de, çiftlerin kendilerinden kaynaklanabilen (genetik faktörler, şiddetli sperm morfolojik problemler, ilerlemiş anne yaşı, düşük yumurta kalitesi gibi…) problemleri dışarda tutarsak yukarda bahsedilen tüm tedavi basamaklarından doğrudan etkilenebilmektedir.
O nedenle öncelikle kişileştirilmiş tedavi protokollerinin belirlenmesi, tüm tedavi sürecinin tüp bebek ekibince yakından takip edilmesi ve gerekli özenin gösterilmesi embriyo kalitesine en nihayetinde gebelik başarısına olumlu yönde etki etmektedir.
Kişiselleştirilmiş tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen faktörler nelerdir?
Kadına bağlı faktörler
Tüp bebek tedavilerinde başarıyı doğrudan etkileyen kadına bağlı çok sayıda faktör vardır. Bunların arasında en belirleyici olanları aşağıda sıralamaya çalıştık.
- Artmış kadın yaşı; kadınlarda ilerleyen yaşa bağlı olarak yumurtalık sağlığı olumsuz yönde etkilenmektedir. İlerlemiş yaşın olumsuz etkisi özellikle 40 yaş ve üzeri kadınlarda çok daha belirgin şekilde görülmektedir. Bu yaş grubunda üretilen yumurta sayısında ve kalitesinde ki azalma gebelik oranları belirgin şekilde düşürmektedir. Bu yaş grubuna göre tedavi yaklaşımlarının belirlenmesi başarıyı olumlu şekilde etkilemektedir.
- Bazal FSH, LH, AMH düzeyi ve antral folikül sayısının tespit edilmesi (yumurtalık sağlığı);
Tüp bebek tedavi protokollerinin ve hormon dozlarının, ayrıca tüp bebek tedavisi öncesi tedavinin başarısını olumlu şekilde etkileyecek yan tedavilerin belirlenmesinde yumurtalık sağlığının tespit edilmesi çok önemdir.
Örneğin artmış FSH, azalmış AMH ve azalmış antral folikül sayıları yumurtalık rezervinde düşüşe işaret etmektedir. Bu değerlere göre kişileştirilmiş tedavi protokollerinin ve hormon dozlarının belirlenmesi tedavinin başarısını olumlu şekilde etkilemektedir. Kişiselleştirilmiş tedavi protokolleriyle optimum sayıda ve kalitede yumurta elde etmek amaçlanmaktadır
Yumurta (oosit) sayısı ve kalitesinin başarıya etkisi
Tüp bebek uygulamalarında yumurta toplama günü elde edilen yumurta sayısı kadar yumurtaların kalitesi de önemlidir. Elde edilen yumurtalardan iyi kalitede olanları (MII) işlemlere alınmaktadır. Yumurtanın başarılı bir döllenme, bölünme ve gelişmesini yapabilmesi için kalitesi son derece önemlidir.
Yumurtanın gelişimsel /olgunluk aşamasının sınıflandırılması:
Yumurta toplama günü toplanan yumurtalar bulundukları gelişimsel döneme göre sınıflandırılmaktadır.
MII oosit (metafaz II): Polar cisim var, ooplasma düzgün, kumulus geniş görünümlüdür. Sperm enjeksiyonu MII aşamasındaki yumurtalara yapılabilmektedir.
MI oosit (metafaz I): Polar body yok, germinal vezikül yok, kumulus geniş ve oosit açık renktir. Sperm enjeksiyonu yapılamaz. MI oositler de bir süre laboratuarda kültürden sonra MII hale gelebilir ve sperm enjeksiyonu yapılabilir.
İmmatür oosit (profaz)-GV oosit: Polar cisim yok, germinal vezikül koyu, kompakt kumulus mevcuttur. Sperm enjeksiyonu yapılamaz. Bazı durumlarda laboratuvarda 24’lik kültürleri sonrası olgunlaşmasını tamamalar ve sperm enjeksiyonu yapılabilir.
GV aşamasından MII aşamasına laboratuvar koşullarında olgunlaşan oositler sperm enjeksiyonu ile döllenebilir ama embriyo gelişimi genellikle zayıftır ve çok nadir gebelik elde edilebilir.
Gelişim dönemlerinden farklı olarak oositlerde morfolojik sınıflandırma da yapılır. Oosit morfolojisi/kalitesinin döllenme oranına ve embriyo gelişimine etkileri vardır. Özellikle dejenere oosit (atretik) olarak sınıflandırılan oositlere sperm enjeksiyonu yapılamaz.
Yumurta kalitesini etkileyen önemli faktörler ise şunlardır :
Tüp bebek uygulamaları neticesinde elde edilen yumurtaların kalitesine birçok faktör etki etmektedir. Bunlardan bazılar aşağıda belirtilmiştir;
1. Kadın yaşı; ilerleyen yaşa bağlı elde edilen yumurta sayısında ve kalitesinde azalma görülmektedir.
2. FSH düzeyi/ AMH düzeyi/ Antral folikül sayısı; artmış FSH, azalmış AMH ve antral folikül sayısı genellikle ilerlemiş kadın yaşıyla birlikte ortaya çıkar ve yumurta sayısı ve kalitesine olumsuz etkisi olabilir. Ailesinde erken menopoz öyküsü olan ve genetik faktörlere bağlı düşük over/yumurtalık rezervi durumu gelişen genç kadınlarda da artmış FSH ve azalmış AMH değerleri görülmektedir.
3. Stimülasyon (ilaç kullanımı), HCG dozu ve zamanlaması; yumurtalıkların uyarılmasında doğru, kişileştirilmiş tedavi protokollerinin uygulanması, folikül/yumurtalık gelişim takiplerinin tedavi sürecince düzenli aralıklarla yapılması, ilaçların uygun dozda ve zamanında kullanılması, tedavinin başarısı açısından önemlidir. Kişileştirilmiş hormon tedavilerinin uygulanmasıyla ilerlemiş yaşa bağlı azalmış yumurtalık rezervi olan kadınlara optimum sayıda yumurta elde etmek, genç kadınlarda ise over hiperstimülasyon sendromunun (OHSS) gelişmesinin önüne geçmek mümkündür.
HCG iğnesi (yumurta çatlatma iğnesi) doğru gün ve zamanda yapılmalıdır. Erken veya geç yapılması sonucu tedavinin sonucunu olumsuz etkileyebilmektedir.
4. Yumurta toplama işleminin zamanında ve uygun şekilde yapılması; HCG iğnesinin vurulma saatine göre belirlenmiş yumurta toplama (OPU) zamanında yumurta toplama işlemi yapılmalıdır. OPU işleminin uygun ekipmanlarla uygun koşullarda yapılması yumurta kalitesi açısından önemlidir.
5. Genetik bozukluklar; gonadal mosaisizm, Turner sendromu ve bazı genetik mutasyonlar yumurta sayısını ve kalitesini olumsuz şekilde etkileyebilmektedir.
- Detaylı hasta öyküsü/anamnez (önceki tüp bebek deneme sonuçları ve yapılmış tetkiklerin analizi, yenilerinin istenmesi)
Tüp bebek tedavilerinde başarı detaylarda saklıdır. Tedavi süreci başlatılmadan önce hasta öyküsünün detaylandırılması (önceki başarısız tüp bebek denemelerine ait sonuçlar, geçirilmiş ameliyatlar, kronik sağlık problemleri, sürekli kullanılan ilaçlar, geçmiş gebelik öyküleri, önceki yapılmış testler ve tetkikler gibi…) gözden kaçırılmış bazı problemlerin ortaya çıkarılmasına ve bir sonra ki tüp bebek denemesinin optimize edilerek daha başarılı sonuç alınmasına yardımcı olmaktadır.
- Başarıyı etkileyen tedavi protokollerinden bir diğeri ise kişiselleştirilmiş luteal faz desteğidir.
Luteal faz desteği anne rahminin embriyo için hazırlanmasını sağlar. Bu süreçte kullanılan ilaç dozları rahmin gelişimine göre/kalınlaşmasına göre belirlenmelidir. Bu nedenle yakın takip yapılmalı ve kullanılan ilaçlar ve dozlar rahmin durumuna ve ihtiyacına göre değiştirilmelidir.
- Tüp bebek tedavisi bir süreçtir.
Bu süreçte kişiselleştirilmiş tedavi protokollerinin hastalar tarafından harfiyen uygulanması (ilaçların belirlenmiş dozda kullanılması, düzenli kontrollere gelinmesi) başarıyı doğrudan etkilemektedir.
Erkeğe bağlı faktörler:
Tüp bebekte ihmal edilmemesi gereken bir diğer hususta erkeğe bağlı problemlerin detaylı şekilde araştırılmasıdır. Unutulmamalıdır ki çocuk sahibi olamayan çiftlerin yaklaşık %40’ında erkeğe bağlı faktörler ön plana çıkmaktadır.
Erkeğe bağlı problemlerin tespiti sonrasında uygulanan doğru tedavi yaklaşımlarıyla tüp bebek tedavilerinde daha yüksek başarı elde etmemek mümkündür.
Özellikle azospermi teşhisi konulan, sperminde yüksek DNA hasarı olan, hipogonadal hipogonadizm veya virtual azospermi gibi problemleri olan erkeklerde tüp bebek tedavisi öncesi kişiselleştirilmiş ilaç tedavileri uygulanabilir. İlaç tedavisi uygulanan erkeklerde, sperm DNA hasarında azalma, nadir çıkan sperm sayısında artış, hatta azospermilerde testiste daha yüksek oranda sperm bulmak mümkün olabilmektedir.
Erkek faktörünün başarıya etkisi sorunun ne olduğuna bağlıdır. Azoospermi olgularında obstrüktif (sperm kanallarında tıkanıklık) ve non-obstrüktif (sperm kanallarında tıkanıklık olmaması) oluşuna göre başarı sonuçları değişmektedir. Örneğin non-obstrüktif azoospermi olgularında mikroTESE-TESA gibi cerrrahi işlemlerle testisten sperm elde edilmiş olsa da gebelik oranları ejakülatında sperm bulunan erkeklere göre daha düşüktür.
Erkek bağlı infertilitede tüp bebek tedavilerinin başarısını spermin hazırlanırken ve enjeksiyon için seçimi yapılırken kullanılan teknikler doğrudan etkilemektedir. Mikroenjeksiyon (ICSI-IMSI) ve ileri düzey sperm hazırlama ve seçim teknikleri uygulandığı taktirde sperm sayı düşüklüğü ve sperm morfoloji bozukluğu genellikle gebelik oranlarını olumsuz yönde etkilememektedir. Merkezimizde spermler hazırlanırken DNA hasarı oluşturmayan swim-line/sperm-chip teknikleri, sperm seçiminde ise yaklaşık 6000 büyütme sağlayan özel bir mikroskopa ihtiyaç duyulan IMSI tekniğiyle birlikte hipo-osmatic sperm HOS yöntemleri kullanılmaktadır. Yumurta enjeksiyonu için kullanılacak her bir sperm başarıyı doğrudan etkilediği için bizim için önemlidir ve çok detaylı analizi hak etmektedir.
Tüp bebek laboratuvarının başarıya etkisi:
IVF uygulamalarının kalbi olan tüp bebek laboratuvarı gerek çalışanların tecrübesi/yeterliliği, gerek uluslararası standartta kullanılan malzeme ve teknikler açısından tüp bebek tedavilerinde başarıyı belirleyen en önemli faktörlerden biridir.
Tüp bebek laboratuvar tasarımında ve inşasında kullanılan malzemelerin, sürekli hava kalitesinin, hücre kültüründe kullanılan ekipmanların ve sarf malzemelerinin yüksek kalite standartlarına uygun olması vazgeçilmez bir unsurdur.
Laboratuvarda çalışanların uluslararası düzeydeki bilgi, beceri ve deneyimleri son derece önemlidir. İşleme alınan ortalama hasta sayısı ve yapılan işlem çeşitliliğine göre yeterli sayıda eğitimli/tecrübeli personel ve yeterli miktarda ekipman olması gerekmektedir.
Laboratuvarda önemsiz gibi düşünülebilecek küçük ayrıntılar bile gebelik sonuçlarını önemli düzeyde etkilemektedir. Bu nedenle tüm hücre kültürü süreçleri belirlenmiş kalite kontrol standartları dahilinde gerçekleştirilmelidir.
Merkezimizin embriyoloji ve androloji laboratuvarları uluslararası kalite standartlarına göre yapılandırılmıştır. Kullanılan her bir malzeme ve ekipman yüksek gebelik oranları elde etmek için hücre kültüründe optimum koşulları sağlamaya yöneliktir.
Tüp bebek laboratuvarlarımızda ki embriyolog ve biyolog ekibimiz uluslararası düzeyde yeterliliğe ve tecrübeye sahip, sürekli eğitim düsturu ile günceli yakından takip eden ve uygulayan kişilerden oluşmaktadır